27 Haziran 2013 Perşembe

Antalya...

Sonunda hasreti çekilen ege-akdeniz kültürüne yakın yerlerde hatta göbeğinde Antalya'da ikamet edeceğim.. Mutluyum, Memnunum.

15 Haziran 2013 Cumartesi

11 Haziran 2013 Salı

"Birey" mi o da ne ola ki? "Görüş" mü, kimin görüşü? İlla birinin mi olacak canım, benim görüşüm.

      Bu aralar biraz zihinsel üşengeçliğim var sanırım. Okumak veya yazı yazmaktansa, müzik dinlemeyi daha çok tercih eder oldum bilgisayar başında. Kendimi her gün bu şekilde bulmak beni yaralar hale geldi.

//  Barajın yatağını değiştirmeden baraj yapmaya mı çalıştık ne? Altında mı kalıyoruz acaba suyun? Çölde
//  suyu verecek olanlar nerede? Ha unutmuşum onları ben öldürmüştüm..


       Bağlantısız bir devam...

       İnsanlar eleştirmeye meraklı varlıklardır. Aynı zamanda iyi özellikleri gereği yaptıkları, insanları iyiye sevk araçlarıdır bu eleştiri. Sadece eleştiri şeklinde ortaya çıkmaz ama eleştirinin olumsuzunun iyi sevk aracı olarak kullanılma biçimine karşıyım sanırım. Bu şu demek, annenizin saçınızı değiştirmenizi istediğinde(!ki buna hakkı var mıdır bilinmez) "Kızım bu saç sana yakışmamış(!) bence kestirmelisin" şeklinde kurduğu cümledir. Dikkat edin cümlenin didaktik yada kibar olup olmamasını eleştirmiyorum, cümlenin amacından ve meşruiyetinden bahsediyorum. Bahsettiğim gibi bence kişinin kişisel konularıyla alakalı şeylerin değiştirilmesini isteme amacına hizmet eden olumsuz eleştiri cümleleri meşruiyet taşımaz.

     Peki insanlar nasıl iyiye sevk edilecektir.?

     İnsanlar fıtraten iyi kabul edilen görüşe göre devam edersek, temsil yeterlidir. Eğer bir hareketin, bireysel anlamda etkili olan bir hareketin yanlış olduğunu düşünürseniz, "geri bildirim sandviçi"yle yedirebilirsiniz. Bu bir tercihtir, ancak karşı taraf sandviçten hoşlanmayan bir insansa bu sefer çözüm yollarınız tıkanıyor. Öğüt veremeyen büyükleri düşünsenize, pek çok çocuk bayram edecektir. Kısacası insanlar iyiye sevk edilmezler, edilmemelidirler.

    Peki insanlar iyiyi nasıl öğrenecekler?

    Bugünün koşullarında normal kabul edilen bir çocukluk yaşanan çocukların, yani travmatik bir geçmişi olmayan çocukların hiç büyünce kötü olmak isteyebileceklerini hayal edebiliyor musunuz? Mütalaa ya da farklı şekillerde iletişimlerle zaten kişi sizde gördüğü şeyin ne olduğunu merak etmeye fıtraten meyillidir, öğrenmek istediğinde anlatabilirsiniz, övebilirsiniz. Bugün bunu keşfeden bazı "elit"ler insanlara uygulamaktan çekinmiyorlar. Nasıl mı? 90'ların metalcilerine bugünkü tekno müziği olumsuz eleştiri kullanarak sevdirmek isteseniz yapabilir miydiniz? Mümkün değil ancak az önce anlattığım yöntem, birkaç değişik ve fazlasıyla 90'larda metal müzik dinleyip tekno karşıtlığı yapanların birçoğu bugün işe giderken radyo Fenomen dinlemekte. Demek ki eski usul Faşizan, Babacıl söylemler işe yaramıyormuş. Bugün varlığını hissetmek isteyen 90 doğumlu gençler de Babacıl ve Devletçil söylemlere karşı çıkıyorlar, hoşlarına gitmiyor kimliklerinin tanınması istiyorlar ancak bulabildikleri sadece evlerine gitmeleri yönünde öğüt. Sonra televizyon ezberlemiş bir kavram bu gençler "Apolitik". Asıl Apolitik olanlar sizlersiniz çünkü bana göre Faşizm politika üretmeye müsaade etmez. Konu Farklı yerlere kaydı ancak insanlara nasıl iyi öğreteceğiz derseniz, yaratıcı(evrim süreci) insanda akıl denen bir kavram var etmiş bu kavram sizin dışarıdan yapacağınız etkileri süzmek için var, sizin dışarıdan yapacağınız ince dokundurmalar dahil hiçbir şeyin altında kalmak için değil! Hakkını aramayan adam yazısında söylemeye çalışmıştım, sizin gibi kötü insanlar olmadıklarından susuyorlardı o gençler ama sabrın sınırını aşan hareketler sonucu Apolitik! sandığınız gençler haklarını almaya geldiler. Mantık süzgecine sokup iyiyi alamayacaklarını farkettiler. Çünkü siz mantık dışı bir çıktı sunuyordunuz onlara.
      Bu sadece siyasi konularla alakalı böyle değil, aile içi meselelerde de böyledir.

   !!Sonuç!!  

    İnsanlar olumsuz eleştiri mekanizmalarını sosyal hayat içerisinde annesine, çocuğuna, arkadaşına, eşine karşı kontrol altında tutmalı. İster istemez, dilek olarak çocuğumuz arkadaşımızın belirli bir görüşe sahip olmasını ya da bir davranışını başka şekilde yapmasını isteyebiliriz ancak öncelikli olarak buna hakkımız var mı bunu düşünmeliyiz. Hak yaratmamalıyız ayrıca! Çizgi, ince bir çizgi.

    Son olarak karşımızdaki insanın hareketlerini mümkün olduğunca kendimiz olsaydık ne yapardık yalanıyla incelememeliyiz çünkü o biz değil ve asla bizim gibi düşünmeyecek! O ayrı bir birey ve üreteceği sonuç şeklen aynı bile olsa asla aynı değildir. İnsanın ne zaman birey kabul edildiği şüpheli birazda bu çağlarda. Bunu nasıl anlatacağımı bilemiyorum henüz. Bugün için iyi geceler.



 Dipnotlar:1- "//" işareti C# programlama dilindeki anlamıyla kullanılmıştır.
                2- "Geri bildirim Sandviçi" http://blog.milliyet.com.tr/sandvic-yontemi/Blog/?BlogNo=103664 bu link ve bilumum sosyal bilimler kitabında motivasyon başlığı altında bulunabilir.
                3- Yazı hiçbir siyasi yönelim içermez, siyasi bakışlar sadece analiz için, örnekleme metodu için kullanılmıştır.
                4- Babacıl: Paternalist http://en.wikipedia.org/wiki/Paternalism
                5- Devletçil: Devlet odaklı çalışan
                6- Apolitik : Anlatması uzun bir kavram. Kısaca http://eksisozluk.com/entry/4596563
                7- Ayrıntılı bilgi için mail atabilirsiniz.
     

Ritmic American Poem.


9 Haziran 2013 Pazar