14 Mayıs 2012 Pazartesi

Cenaze töreni.

            Telekinestetik zekamla fark ettiğim şeyler var bu aralar... Belki de final haftam okulum falan bitti ya saçma* şeyleri düşünecek çok vaktim var bu aralar... Bu aralar. Yazı yazarken hep şarkı, türkü, şiir geliyor aklıma nedense, kaptırıyorum onları mırıldanmaya bir bakmışım edebiyatım göçmüş, cümlelerim tepetaklak. Olur böyle şeyler canım. Hele sinirlendiğim de ki blogtaki yazılarımı sinirle yazmamaya çalışıyorum olabildiğince, kelimeler suretlere dönüşüyor çoğu zaman, yazım bir film gösterimi.

             Ben bile soğudum. Uygun cenaze töreni yapamadım üzüldüğüm tek nokta bu şuan. Bir kaç dakikalık sinire değer miydi? Eğer yapmasaydım hiç yapamayacağımı düşünecekti. Tuttum öldürdüm. İnanır mısınız öldürürken gram umursamadı içimdeki ibine. Onun devri geçti sanıyordum, onu bastırdığımı düşünüyordum, insanları kıran, insanlara düşüncesizliklerini yaşatan biri yok artık sanıyorum meğer ki o hala eski tadında. Öldürürken işte bu sebeptendir ki zevk bile aldım. İtirafın bini bir para, nasılsa kendi kendime konuşuyorum.)

           Sonra gene o koyunlaşayan entel* takılan samet ortaya çıktı ağlamaya sızlamaya başladı. Entellektüel olmanın yolu entel olmaktan geçer diyorlar diye biz de marifet bildik entel olmayı .) Özümüzü unuttuk birazcık da.

            Eski arkadaşları hala aramıyorum. Eski benin yeni ben olarak ortaya çıkışını kutlamaya eski tayfalardan insanları çağırsam hiç fena olmaz aslında ama gene de bazı şeyler vardır içine girdiğinde çıkması zor, bazı işler vardır bulaştığında bırakması zor.

            Güzel bir cenaze töreni arzuluyorum hala, ayrılık seksi tadında. Yozlaşmış** kültürümüz beni ne kadar kaldırabilir bilmiyorum ama :)


* kavram kendine has bir anlamda kullanılmıştır.
** kavram benim yorumlama tarzıma göre spesifik bir anlam içermektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder