27 Eylül 2012 Perşembe

Chasing the Sun!

   Hayallerimin peşinden gitmek için ilk gerçekçi ve somut adımı atmış bulunmaktayım. Hala inanamamakla beraber, bayram sevinci yaşayan çocuklar gibiyim.... İnancım büyük, herşey çok güzel olacak... Hayallerimin ne olduğunu sizinle paylaşmak isterdim ancak "çok kulak var"... Sadece bir anahtar kelime söyleyebilrim: HUKUK.

   İnsan bazı şeyler yaşadığı insanları unutamıyor, benim için tek sıkıntı bu olabilir...

    Aynı duyguları hala hissedebiliyorsam sevmişim demektir...

23 Eylül 2012 Pazar

"Sonlanmayan Gerçekler" Kitabımız ÇIKTI!

Sonlanmayan gerçekler adlı kitabımız sonunda çıktı. Arıkan arkadaşımın el emeği göz nuru ile yazdığı Sonlanmayan Gerçekler kitabı piyasa sürülmüş de benim bile haberim yokmuş.. Beğeneceğiniz ve ilgi ile okuyacağınız bir kitap olduğu kanısındayım.. Şimdiden iyi okumalar...

19 Eylül 2012 Çarşamba

Dilek-Şart Kipi Kullanımı Artması..

    Sakinim. Şu benim için kasvet dolu şehre döndüğümden olsa gerek.

    Anlamsızım. Hayatımın kontrolünün elinden alınması ne demek?

    Kırığım. Hadi hoş olmayan bir rüyadan çıkışa erek.

.
.
.


     Ağzımın tadı kaçık, gözlerimin altı dolu, evet ben artık olduğundan genç gösteren ancak o farkı kapatmaya eğilimli bir insanım.....Buna engel olabilsem...

    Keşke bana da cesur olan insanlarla denk gelebilsem... (cahil değil yalnız, cesaretli)

    Özgürlüğün tadını anlatabilsem keşke insanlara, kokladığınızda genzinizde bırakan kımıltıyı, tattığınızda dilinizde kalan emme isteğini anlatabilsem... Azcık ucundan da tadabilsem...

     Neyin ne olduğunu bilmeden konuşmayan insanlarla aynı mecliste bulunabilsem...

     10 yıl sonra öngördüğüm şeylerin gerçek olmayacağına inanabilsem...

     O kadar büyük bir sinir besliyorum ki içimde yazmaya korkuyorum....Ama yazabilsem...

.
.
.

     Bilmem ki siz ne isterdiniz? Keşke umursayabilsem...

11 Eylül 2012 Salı

Arkadaşlar ve Dost.....

Nefes alış verişim farklı şuan... Bugün ne güzeldi... Eskişehir'i özlemişim vallahi....

8 Eylül 2012 Cumartesi

Hayırlı olsun, Ölüyü gömdünüz..

 20'li yaşlarda ölmüştüm ben,
 Çoktan sönmüştü o çakmak gözler
 Kaybolmuştu o heyecanlı ruh
 Beklemek istemezdim ama
 80'imde gömdü ibineler...

Dedim ya 20'lerde öldüm ben
Kiminin çiçek açtığı arzuda
Kiminin aşık olduğu anda
Yaşamak istemedim ama
 80'imde gömdü ibineler..

20'lerde öldüm ben,
İstemediler ki atlayayım
Boğaz köprüsünden, Galata kulesinden
Sağ sağlim gitmek istemedim ama
80'imde gömdü ibineler...

ey sârebân, ey kârevân, leylâ-yi men kocâ mî berî bâ borden-i??

        Elim tenine, elim eline bile uzun süredir değmiyordu; hasretini koklamayı denediğimde kalbim sıkışıyordu. İllet-i hasretini yenmek için kalbimle değil beynimle hareket etmem gerekiyordu çünkü kalbim umursamazdı , bencildi; kendisinden başka hiçbirşeye göre hareket edemez basiretsiz bir organdı. Aşk basiret sahibi değildir, "basiretli insan aşık olamaz" inancı yanlıştır, "aşık insan basiretli olamaz" denilmesi gerekir doğrusu. Ben de basiretsiz hareketlerden korkan bir beyincil erkek edasıyla planlar kurdum, seni dahil ettim. Ne güzeldi diyorum şimdilerde ister istemez.

     
          Senin bana bakarken, benimle olurken ne düşündüğünün ise hiçbir önemi yok şu günlerde, tamamen kendi arzularımın peşindeyim, biliyorum belki uzun bir süre hissedemeyeceğim, ama bilmiyorum da belki de bir an var hissetmeme...
       

          Anlatmaya doyamayacağım "an"larım da var seninle...

       
          Gelmen mi? Bu saatten sonra mı?
          Yapma...
          Çünkü; 
          Geçmişimdin*...


           Hissettirici Dinleme:
     

         


* Geçmişimdin = Geçmişim 'in di'li geçmiş hali, geçmiş bir geçmiş, daha açıkçası artık geçmişte bile olmayan sen, kabullenmeyiş vs...

1 Eylül 2012 Cumartesi

Misafirim Azrail...

   Bu aralar şarkı paylaşımın bokunu çıkardığımın farkıdayım, blog'un havası değişti sanki  ancak ve lakin ki bunu da paylaşmazsam sizlerle ölürüm..



Sizin için çok dikkat etmeniz gereken sözleri de paylaşayım :

"çok eski bir dostuyum" 
diyen bir adam 
gün gelir, kapımı çalarsa 
benim için "öldü" deyin 

güzel yüzlü 
sert bakışlı 
zor bir kadın 
derse "geldim anılarla" 
"seni çoktan gömdü" deyin 

eskiden büyük bir kapı vardı 
şimdi duvar olan yerde 
artık ben insana 
dost değilim 

gelse son misafir 
misafirim azrail 

can dolaştı, döndü geldiği yere 
bir durakta indi, vardı evine 
anladı o an hayat bir gezidir 
can emanet, ruh misafir