10 Kasım 2012 Cumartesi

MetA, Ruhun Sesi

       Hayat zor olunca bazen, koyveremeyince içinizdeki su birikintisini rahatça gözlerinizden motivasyon aracına ihtiyaç duyuyorsunuz; söküp atsın içimdeki derdi, yenilesin yüreğimi dercesine...

       Motivasyon aracınızsa bazen bir omuz, bazen bir yastık, bazen bir şarkı, bazen bir kadeh oluveriyor...

       Biz hissetmek için motivasyon aracına sahip kör kalpler olarak, nasıl beklenilebilir ki müzik dinlemeden ağlayabilen insanların hissettiklerini hissebilmemiz? Nasıl söyleriz onlara ayrılık şarkısı duymadan eski sevgiliyi hatırlamadığımızı? Nasıl anlatırız sevgi dolu bir evde büyümüş olmamıza rağmen sevgi hissedemediğimizi?Hayatı yanlış yorumladığımızı söylese ne deriz söyler misiniz? Her besteyi kendimiz yapmış havasında yanlış yorumlayarak beğeni bekleme çabası içinde olmak neden? "Met"hedilmiş bir A kategorisi kadar saçmadır alnımıza yazdığımız koca A. "MetA"dır bir nev'i, bir türevi de. Kazırız içimize türevlerini hayatın ancak aslından o kadar uzak kalmışızdır, bilememişizdir ki türevin tanım kümesi "asıl" ise asıldır!

       Büyük resmi asla göremeyeceğimizin, hayatı ise asla anlayamayacağımızın kanıtıdır bu da; onca alt kültüre bölünmüş bir dünya, pek çok popüler kültürle süslenmiş bir dünya...

       Buyrun size o dünyadan saf hissedilerek yazıldığının düşündüğüm birkaç notanın birleşimi : Ruhun Sesi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder