3 Kasım 2012 Cumartesi

Kalp yiyen insan mı varmış?

           Hayat o kadar çirkinleşmiş ki insanlar insan eti yemeyi bıraktığından bu yana insan kalbi yemeye başlamışlar ve tek kalbin yetmediğinden olsa gerek seri katil havasında, soğukkanlılıkla, bazen tek tek bazen aynı anda bir çok kalbi yemeye başlamışlar ve kimi ibneler bunu pazarlamış, hoş göstermiş, elma şekeri süsü vermiş; biz ise afiyetin tadına varmayı bırakıp üstüne para bile vermişiz.

          Bunu kime anlatabilirim ki? Kendisinin kendisine ait olmadığını, kadının kadınlık kavramına yakışmadığını, erkeğin erkeklikle alakası olmadığını... Kadın, kadın değeri görmek istemeyip erkeklerin etinin,kalbinin peşine düşmüşse hele ki bunu da pazarlama havası içerisinde yapmışsa, tadını da bunda aramışsa..... Erkek aynı hevesle hareket etmişse... Sanat gibi bir şeyin ortaya çıkmasını nasıl bekler insanlar? Kabul edin Nedim ölmüş, Fuzuli unutulmuş bile çoktan.. Sadabada giden yok, Su Kaside'si ne bilen yok... Whistle Baby ile büyüyecek olan çocuklar, ıslık çaldığında mankenlerin etrafına toplanması gibi boş bir hayalde kalacak belki de... Eli yarinin elini tutarken titremeyecek, fedakarlık ne belki bilecek ama sevdiğinin varlığına değil sonunda alacağı hazza odaklanacak... Bazen hazzı da umursamayacak, paraya bakacak... Pazarladığınız şey keşke sadece icatlarımız, buluşlarımız, ürettiklerimiz olsa... Bunları da geçtim keşke pazarladığımız beynimiz bile olsa ama vücudumuz ve asla kalbimiz olmasa... En kötüsü de bu tabloyu görüp benim gibi hayatın elinden bırakma istediğine sahip olacak insanların hali...

         Kalbinizi, vücudunuzu ve tercihen beyninizi bile satmamanız, mümkünse kiralamaya bile yaklaşmamanız dileğiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder