11 Şubat 2012 Cumartesi

Selamün Aleyküm dedi ve gitti.

Nasıl başlayacağımı bilmediğim bir yazı, belki hayatımda bir ilk. İnsanlara anlatamadığım şeyler var,doğaldır eğer iletişimin %10 civarının kelimelerle sağlandığına inanırsak. Hissetmek diye kelime var bir de hayatımızda , bazen parmak ucunda bazen kilometrelerce uzakta dahi olsa hissetmek de denen kalıpları oluşturan,şuan onun yapamadığı benimse dorukta olduğum bir fiil. Hissetmenin neden,nasıl,niye olduğunu pekte anlayabilen yok şu dünyada sanırım. "bir sanrıdır çocukluk" bu aralar takıldığım cümlelerden, evet arada takıldığım cümleler var böyle,paranoyakça belki ama kabulü çok zor değil bu paranoyanın. Ana bir konu var bu yazıda da tabiki her ne kadar cümlelerim çeşitli sınavlarda paragrafın anlamını bozan cümleyi bulunuz edebiyat sorularına konu olabilecek kadar kopuk olsa da. Takılmak var bir de hayatımızda, bir kelimeye bir bakışa takılıp yargılamak var insanları. Yargılamamak gerek demiyorum sakın yanlış anlamayın, yargılamak lazım insanları hem de en acımasız şekilde. söylemek istediğim vicdansız yargılamamak gerek. Eğer yanlış yargıladığınız bir insan varsa onu yargıladığınız konuda vicdansız olduğunuzu kabul ediniz. Yalanlar vardır elbet insan oldukça bunlar da olacaktır diyorsunuz. Bunca zaman inandığım, belki ego'mu süperleştirdiğimden belki çocukluğumdan gelen özgüvenimden bilmiyorum ama bir gerçek var kendimle alakalı. Ortaya çıkan daha doğrusu meydana gelen hemen herşeyde üretebildiğim bir çıkış yolu olmuştur, ha kimi zaman kendi beynimi iliklerine kadar kandırarak yaptım bu işi kimi zamansa duvar örerek ama yapmıştım dimi sonuçta?!. Yazının ana konusu da belli oldu işte size: derdim var,anlayan yok ; derdim var, çözümü yok ; derdim var,herhangi bir ihtimalin ürettiği hiçbir sonuç benim istediğim gibi değil; derdim var, buradan başka anlatacak yer yok. kelimelere sığdırmaya çalışma çabam var işte derdimi, acınası olduğunu bile bile yazasım var belki de. Sorun yok barışığız bu halimizle de. İşte o inandığım olayları çözme gücüm, her ne kadar entelektüel ve yaratıcı bir beynim olduğuna inanmama karşın yok oluyor şu birkaç günlük derdimde.
     Sorunun kaynağını anlatmaya niyetli değilim çünkü -alınmazsanız- çözebileceğinize inanmıyorum. Neden yazıyorum derseniz, hızlanan kalp ritmimim belki düşmesi ümidi var. Ben doğulu bir adamım; hikayecikler, denemecikler yazmak bana göre değil diye düşünürüm hep. Kısa ve öz olmalıdır derim yazılar. düz yazı yazsaydım da Ahmet Haşim gibi yazardım derim hep, olmadı sağlık olsun. "Tutarsız geliyorsa cümlelerim bırakın tutmayıverin." ergen yıllarımdan kalma bir cümledir, severim, şuan buraya cuk diye oturası var gibi hissettim, her neyse. Katlettiğim için türkçenin bütün dille alakalı istisna ve kurallarını özür dilerim dil bağımlısı gençlerden, her neyse. (Bu arada batılıların şov tarzı ile doğuluların şov tarzı arasındaki fark yazı yazma stillerine yansımış durumda, bu ayrı bir yazının konusu)
     Anlatamadığım şeyler var demiştim ya hani, hep istemişizdir öyle yada böyle bir anda oluversin herşey. Kimi sihir istemiştir,kimi tanrıdan bir dua sonucu beklemiştir, kimi bilimden bir icat dilemiştir ama herkes ciddi bir sorununda sonucuna ulaşmak için karşısındakinin kendisini anlamasını istemiştir, hemencecik anlamasını hem de. Ben de öyle zaman dilimlerinden bir tanesindeyim. Zorluyor beni gerçekten. Gerçekten zorlanıyorum. İfade etmekte bile bu kadar zorlandığım birşey de gerçekte ne kadar zorlanıyorumdur siz tahmin edin. Beni anlatmak gerek sanırım ilk olarak, en baştan, hiçbirşey atlamadan. Bu yüzden insanları kolay anladığımı düşünen insanlar var ya onlar c.ronaldo'nun annesinin karnında da öyle frikik çektiğini zanneden zavallı top kafalılar kadar acizler. Az süre gerektirmesi asla bir işin kolay olduğu anlamına gelmez bunu aklınıza yazın. Geç olsun da güç olmasın lafı vardır hatta onda bile uzun sürede yaptığınız işin daha kolay olduğu inancına hafiften dokundurma var gibi yada ben algımın yanılması sonucu kaybettiğim nesnel görme yeteneğimin kurbanı oluyorum şuan, onu hiç karıştırmayın. (Zahmetin büyüklüğü değil onu önemli kılan, zahmetin önemi.)Bulmaca çözer gibi hissediyorum şuan kendimi, bir mana için anlatım tarzından kelimeye olmak üzere birçok şey geçiyor aklımdan hepside aynı mana için ama farklılar özünde.(...Leyl sizin, şeb sizin gece bizimdir,Değildir bir mana üç ada muhtaç.Z.GÖKALP)İnsanların kaçırdığı bir nokta daha basittir herşey ama herkes basit gördüğünde öyledir bu dünyada öyle görmediğinde ise hiçte basit değildir. ne demek istediğimi anlamanıza gerek var mı bilmiyorum. işte dünyanın aldatmacası da burda. Matrix, Kur'an'da geçen birçok ayet, şuan adını hatırlayamadığım bir amerikan profesör, yer yer Karl Marx ve Schopenhauer dahil birazcık düşünebilen herkes bunu görmeye yaklaşmıştır.
      Bunun sıradan bir dert yanma,belki de aşk yazısı olması gerekiyordu nerden geldim buralara benim bile bir fikrim yok. sonuca ulaşamadan bırakmayı sevmem yazıları. yazı yazmayı benim düşüncelerimi yavaşlattığı için çok severim aslında, yazarken pekte hızlı düşünemem. Bir kişi var ki adı bende saklı kalsın, o olaydı iyiydi yanımda. Anlasa bir beni var ya. Ama insan böyle işte suratına söylemek gerekirmiş herşeyi!!!. ah be Modernite,ahir zaman her ne ad verirseniz verin yaşadığımız yüzyıla çok boktan olduğu bir gerçek ve özünü kaybetmemiş bir insan için gerçekten çok zorlayıcı olabiliyor.
 
     Sen hiç bir insana Akşam günaydın dedin mi?
     Ben dedim
     Anlamayacağını bildiğim halde sana
     Ben sana göre değilim dedim.
     Potansiyeli yakalamak için
     Elimden geleni arkama koymam da dedim.
     Bağırmak değildi ki amaç
     Önemi de yokta ama
     Ağlamaktı
     Ağladığında yok olacaktı ama
     Ağlamaktı
     Şimdi dokunabilir misin bana
     Söyleyeceğim tekşey ve akşam
     Bak olmuş çoktan Masum bir günaydın sana.
      -------------------------------
     Hiç ahkam kesmeden
     Meselasız hem de içten
     Olmayanda bulmak ister gibi
     Masum bir neşe arardım sende
     Kafamda aynı düşünce
     Gidecek kimse yok ki.
 
     Sinirden gözlerim alev alırken
     Bedenim üşür güçsüz gibi
     Sensizlik beni içten yerken
     Hep ararım yalnızlığımda seni
     Kafamda aynı düşünce
     Gidecek bir yer yok ki.
   
     Gördüğüm bu gerçek dışılıkta
     Dalgalanmalar bile var saçlarında
     Ümitvari kelimesini baştan unuturken
     Farkına vardım aşk körlüğünün
     Kafamda aynı düşünce
     Gidecek bir sen bile yok ki....
     ---------------------------------


 
     Dipnot : Karmaşıklığın tabiri caiz ise amına koydum. Kimseler kusuruma bakmasın. Mazeretim var asabiyim ben.!
   
     Dipnot2: - Şimdi kapanda dersin sen bana???
                   - ......(Kapanmasını istediğim tek yerin kalbim olduğunu bilse keşke).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder