24 Mart 2012 Cumartesi

Kafka ve Ben mi??

Kısraktan konuştuk cuma günü. Dünyanın sonundan falan da konuştuk. Bugün Aycan'dan konuştuk birde, Bu öteki Aycan'ın bana doğum günü hediyesini hatırlattı. Kısrak ne alaka derseniz Kısraktan konuşmasaydık ben bugün bir kısrak gibi koşma gücünü gösteremez ve gitmezdim arkadaşlarımın yanına ama iyi olmuş Kısrak muhabbeti, gittiğime sevindim. Paracıklarım havada uçuştu, sınav haftası sonrası dağılan stresim oldu onlar benim. Neyse öteki Aycan'ın doğum günü hediyesinden birşeyler paylaşmak istedim bugün dünyayla ve burdayım işte. Efenim buyrun :



“Ya hiç Kafka okumamışsın hemen başla, ya da çok okumuşsun bırak!
Biz insanların toplumdan dışlandığı değil, insanların kendi toplumunu dışladığı bir zamanda yaşıyoruz da farkında olmadan senin de yaptığın bu herhalde.
En iyisi yaranın kabuk bağlamasına fırsat tanıman... Bu yüzden haklılığını, samimiyetini ya da sana yapılan haksızlığı bahane ederek ki eminim bunlardan bolca vardır, yaranı tekrar tekrar soyup kanatacağına ona zaman tanı. Çocukluktan yetişkinliğine geçerken herkes yara alır, olgunluk dediğin bu yarayı vakarla taşımak (gibi salakça bir şey) tır, illa ki bir izi kalır. Bu değişim sürecini rededer de cildinin pürüzsüzlüğü bozulmasın, bu yara iz yapmasın/yaptığı iz kalmasın düşüncesiyle onu kazır atarsan, buna çalışıp da beceremediğin zaman _ki emin ol beceremez hiç kimse, aynalardan kaçar hale gelirsin. Yalnız dikkat et o aynalar hep sana kendi yaralarını aslında yara alma, olgunlaşma sürecindeki kabullenmeyişinden kaynaklanan başarısızlıklarını gösteren yakınlarındır, yaknındakiler yani insanlardır. Bu sebeple en samimi oldukların aynaya da en yakından baktıkların olduğu için en çok onlardan nefret edersin. Onca yaşanmışlıktan sonra ilk onları terk eder, üstelik onların seni yüzüstü bıraktığına kendini de inandırır ve başkalarıyla avunursun. (Gerçekte ise kaçtığın kendindir.)

Sana çirkin dediler, düşmanı oldum güzelin
Sana kafir dediler, diş biledim Hakk’a bile
Topladın saçtığı altınları yüzlerce elin
Kahpelendin de garaz bağladım ahlaka bile
Sana çirkin demedim ben, sana kafir demedim
Bence dinin gibi küfrün de mukaddesti senin
Yaşadın bunca sene bizimle misafir demedim
Bu firar aklına nerden ne zaman esti senin                                                 

Yaptığım bu alıntı yazdığım şiire cevaben gelmiş bir hediye tadında. Şiiri paylaşmıyorum çünkü Türk Telekom  bloguma erişimi engelleme kararı almasın istiyorum. Yazıyı bırakın irdelemeyi, burda paylaşmaya bile çok çekindim ama çok beğendiğim için paylaşma ihtiyacı hissettim.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder